7 Mayıs 2018 Pazartesi

Hıdırellez ve Kakava Şenlikleri




Hıdırellez , bizim kültürümüzde dünyada darda kalanların yardımcısı olduğu düşünülen Hızır Peygamber ile denizlerin hakimi olduğuna inanılan İlyas Peygamber’in yeryüzünde buluştukları gün olarak düşünülür.

Güzel Türkçemizde yerleşmiş olan bir deyim vardır;

’Hızır gibi yetişti! ‘ Duymayanımız yoktur herhalde.

Yaygın inanca göre; hayat suyu içerek (ab-ı hayat ) ,ölümsüzlüğe ulaşmış ,zaman zaman -özellikle doğanın uyanmaya başladığı bahar aylarında -insanlar arasında farklı kimliklerle dolaşarak ,darda olan insanlara yardım eder. Bolluk, bereket dağıtır.


Hızır’ın hüviyeti, yaşadığı yer ve zaman belli olmadığından ötürü her an karşımıza çıkabilme ihtimaline inanmak da manevi bir telkin yolu olmuştur.


Karşılaştığım kişilerden ‘acaba bu Hızır olabilir mi ‘ düşüncesiyle  her 5-6 Mayıs ‘da daha da bir şüpheci olurdum ; ‘ bu sefer karşılaştım mı ki ‘ diye yaşadığım günü tekrar tekrar gözden geçirirdim. Tıpkı dün yaptığım gibi.



Evet, tıpkı dün yaptığım gibi ama büyük bir eksiklikle . Babaannem!

Son üç Hıdırellezdir beni arayıp , ‘sakın unutma bu gece gül ağacına dileklerimizi bağlayacağız ‘ diyemiyor. Diyemiyor ama rüyama geliyor. Ben de dileklerimin arasına onu da katıp ‘ruhun şad olsun ‘diyorum.



Çocukluk yıllarını kalabalık bir aileyle geçirme şansına sahip olduğum için bu ritüellerin  ne mutlu ki bana ,hep içinde olabildim.

Genç yaşta (40lı yaşlar) babaanne ,anneanne ve dede  ünvanlarına  doğumumla sahip olan  büyüklerimin de katkısıyla bu günü bayram havasında geçirdim hep.

                                                                  🌹



Asırlardır iç içe yaşadığımız, farklı etnik kökenlere sahip topluluklar barındıran ülkemizde  ‘ baharın gelişi ve doğanın yenilenmesi ‘ üzerine  çeşitlilikler  gösteren uygulamaları görmek ve yaşamak için bu sene ben de çocuklarıma bir sürpriz yaptım. Romanların , kullanım dilimizle Çingeneler’in  ‘Kakava Şenlikleri ‘ ne düzenlenen turlardan birini aldım.



Edirne’de yaşayan Roman kökenli halkın, Hıdırellez kutlamalarına verdikleri isim ‘Kakava.’  Yaygın bir inanca göre,  Kakava ; güzel kokulu hava ve kahkaha anlamına gelmekte. Milli Bayram ve Tencere Bayramı diye adlandıranlar olsa da hepsinde mentalite aynı; ‘’Hastalıklardan , uğursuzluklardan,kötülüklerden kurtulmak ‘’ .

                                                           Fatih Köprüsü



Edirne’de bulunan eski Osmanlı Sarayı’ na yakın bir bölgede  kurulan bu şenliklere  Fatih Köprü’nden geçerek giriş yaparken ,davul ve zurna karşılıyor bizleri. Kutlamaların olduğu şenlik alanının dört bir yanında davullar ve zurnalar önceden ayrıca yerlerini almış.

Son yıllarda Edirne Beldiyesi’nin organizasyonuyla yapılan bu kutlamalarda bol bol dans ve eğlence var. Piknik havasında bir gün. Evlerden yiyecek ve içeceklerini getirmiş büyük bir çoğunluk ,yemyeşil çimlerin üzerinde yerlerini almışlar çocuklar,gençler,yaşlılar. Ve hatta hayvan dostlarımız.








Hazırlanmış olan odunlar büyük bir coşkuyla yakılıyor. Pilavlar dağıtılıyor tüm halka. Ateş biraz sönmeye yüz tutunca dilekler dilenip ,ateşin üzerinden atlanıyor.Sabaha kadar süren bu eğlenceden biz daha vakitli ayrılıyoruz.


 




Ağaçlara  bağlanıp, sabah dallarından alınarak,denize veya nehre atılan dilek uygulamaları çoğunlukta olsa da eski dönemlerde Romanların lideri sayılan, yakışıklılığıyla ve yiğitliğiyle ünlü ‘Baba Fingo ‘ isimli hükümdarın nehirden çıkacağına inanıp,6 Mayıs sabahı nehire atlayanlar da var. Evlerinin önünde kuzu ya da keçi çevirip, dağıtanlardan tutun da güne ‘aklık ,paklık,güzellik ‘olsun diye süt içerek başlayanlar da var. 5 Mayıs gecesi Tunca ve Meriç Nehri'nden getirilen su ile 6 Mayıs sabahı yüzlerini yıkayarak hastalıklara karşı korunduklarına inanan insanlar gibi, herkes bir çeşit eğlence içerisinde dilekler diliyor ,dans ediyor.



Geleneksel eğlence biçimlerinden biri de bekar genç kızların ve erkeklerin karşılıklı mani söylemeleri. Bir çeşit eş adayı girişimleri. Bizde de Anneannem ailedeki evlenme çağına gelmiş kişilere, yatmadan ‘tuzlu hamur ‘yiyin yatın derdi. Bir ekmeğe bolca tuz döküp,su içmeden uykuya geçme hali yani. Denileni yaparsan ‘rüyanda evleneceğin kişinin sana su getireceği ‘inancı. En küçük amcam bu uygulamayı  her sene yapardı ama kimseyi görmezdi. Meğer susuzluğa dayanamayıp, su içermiş de ondan görmezmiş.

                                                                 🌹



Edirne’nin fetih günü olan 5 Mayıs 1361 tarihinde Sazlıdere Savaşı’ndan galip çıkan Türk askerleri, kanlı elbiselerini 6 Mayıs sabahı güneş doğmadan önce Tunca Nehri’nde yıkamışlar ve tam da bu tarihte güneş tutulması gerçekleşmiş. Edirne halkı arasında bu davranış biçimi de gelenekler arasındaki yerini almış .


Bu gün Hıristiyanlarca da baharın ve doğanın uyanmasının ilk günü olarak kabul edilir; bu günü Ortodokslar Aya Yorgi, Katolikler St.Georges Günü olarak kutlamaktadırlar.


                                                  
                               
                                      Bu sene bizim dilekler  Karadeniz'e atıldı.

                                                                     🌹


İster gül ağacına asalım ,ister gül ağacı altına gömelim  dilekleri,
Denize veya nehre atalım,
Resmini çizip ,yatağımızın altına koyalım...
Ne yaparsak yapalım,
Yaşam arzumuz hiç bitmesin
Kalbimizde hayallerimize hep yer açalım.
Bağnazlık gibi gözükse de ,asıl amacı; toplumları bir araya getiren, birlik beraberlik sağlayan ,insanları eğlendiren ve çocukluğuna götüren geleneklerimizi yaşatalım.

Hıdırellez’in herkese bolluk bereket ve özellikle barış getirmesi dileğiyle,


Sevgiyle kalın,

Yasemin Okutan Boyar



.


2 yorum:

  1. Tagged "ford escape titanium 2021
    Tagged babyliss pro nano titanium hair dryer "ford escape titanium titanium dioxide skincare 2021". Tagged "ford escape titanium 2021". Tagged "ford escape titanium 2021". Tagged "ford escape titanium 2021". Tagged "ford escape titanium 2021". Tagged "ford westcott scissors titanium escape titanium 2020". Tagged titanium ring for men "ford escape titanium titanium plate flat iron 2021".

    YanıtlaSil

Ben Sedef Hemşire

Ben Sedef Hemşire. 30 yaşındayım.   Bugün iki çocuğumun babası tarafından öldürüleceğimi bilmeden her günkü gibi saat 6.00 da telefo...